9 Temmuz 2013 Salı

Yorucu 2. gün

Bugün Elfi ve Erkin bizi Münih'ten 85 km. uzaklıktaki çevrenin en büyük gölü Chiemsee'ye götürdüler. Gidiş yoğun trafik yüzünden 1,5 saat sürdü (dönüş ise 45 dakika) Gölde adacıklar var. En büyüğü Herren Insel (yani Baylar Adası) Burada bir saray mevcut. Çok fazla basmağı olduğundan ben , dolaysıyla Beril de gidemedi. İşte yaşlı bir adamla olmanın zorlukları. Kaderden kurtulmak zor anlaşılan.

Dönüşte Englischer Garten (Chinesischer Turm: Çin Kulesi) yanındaki eski RFE/RL Inc.teki binalar kompleksine gittik. Yani eskiden çalıştığım radyo binasını bir nevi tavaf ettim. Beril'e 1982'de patlayan bombanın yerini gösterdim. Şimdi bu kompleks Münih üniversitesine verilmiş. Nostaljik bir an geçirdim. 

Yürürken biraz uzakta küçük oğlum Yulay'ın doğduğu klinik önünden geçmek beni 32 yıl öncesine götürdü. Sonra Chinesischer Turm'da kahve içtik. Ben bu Almanlar hiç mi çalışmıyorlar diye takıldım. Çünkü bahçede neredeyse bin kişi kadar insan vardı.

Otel'e dönüğümde büyük oğlum Amsterdam'dan beni aradı ve ben telefonu açar açmaz "Auslaender raus!"(yabacılar dışarı) dedi. Ben de altında kalmadım Hollandalılara atıp tuttum. Bu da hoş bir sürpriz oldu.

Akşam ise eski meslektaşım, 1954'ten beri arkadaşım Ferit ve eşi Ayşe ile buluştuk. İyi bir yemek yedik, konuştuk, gülüştük. En önemlisi de arkadaşlarımıza bakarak, hastalıklarımızı konuşarak, ne kadar yaşlandığımızı anladık. Yine zavallı Beril, benim arkadaşlarımın hiçbiriyle yaşıt değil. Onların belki de demode bulduğu esprilerine gülmek, onlara jest yapmak, onlarla iyi geçinmek zorunda kalıyor. Aslında bizim geçmişimiz ve konuştuğumuz konular onun henüz doğmadığı dönemleri kapsıyor.

O Münih'te benim geçmişimin izlerini öğreniyor, ben ise nostaljik bir takım şeyler yaşıyorum. Belki de önemlisi Münih'in aslında küçük bir şehir olduğunu anlamak oluyor.

Nadir